18 Mart 2024 Pazartesi

Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti-Yılmaz Parlar

  Hatay Mutfağı, Lezzetlerin Başkenti

Hatay Mutfağı, Tarih Ve Kültürle Harmanlanmış Bir Mutfaktır

Türkiye'nin güneyinde, tarihin derin izlerini taşıyan Hatay bölgesi, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda damak tadına hitap eden eşsiz mutfağıyla da dikkat çekmektedir.



Hatay mutfağı, Türk mutfağının en zengin ve özgün bölgelerinden biridir. Tarihi ve kültürel geçmişinin yansımalarını lezzetli yemekleriyle sunan Hatay, bir gastronomi cennetidir. Zengin ve çeşitli lezzetleriyle gastronomi dünyasında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.



Hatay mutfağının temel özelliklerinden biri, çeşitli medeniyetlerin etkisinde kalmış olmasıdır. Akdeniz, Arap, Hint ve Anadolu mutfaklarının birleştiği Türk, Yahudi, Ermeni ve Süryani gibi farklı kültürlerden izler bulunan bu etkileşim, Hatay mutfağını diğer bölgelerden ayıran unsurların başında gelir. Bu kültürlerin birleşimiyle ortaya çıkan yemekler, özgün ve lezzetli tatlar sunar. Birbirinden lezzetli yemekleriyle herkesin damak zevkine hitap eder. Herkesi kendine hayran bırakan bir deneyim sunar



Hatay'ın eşsiz coğrafyası ve iklimi, çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine olanak sağlayarak, mutfak kültürünün zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.

Bu nedenle Hatay mutfağı, hem Türkiye'nin hem de dünyanın en iyi mutfakları arasında yer almayı hak eder.



Coğrafi konumunun etkisiyle birçok kültürü barındıran ve sentezleyen bir yapıya sahip Hatay mutfağını tanıtan “Tennurden Ditse” belgeseli,  Başkanlığını Fahir Semir Abacı’nın yaptığı Hatay Dayanışma Derneğin ev sahipliğinde, Başkanlığını Gürkan Boztepe’nin yaptığı GTD Gastronomi Turizm Derneği üyelere gösterildi. Belgesel sonrası Konuşmacılar, Akdeniz'in taze ürünleri, Orta Doğu'nun baharatları ve yöresel malzemelerin buluşmasıyla ortaya çıkan lezzetleri, birbirinden özgün tatlarla damakları şenlendiren mutfak hakkında bilgiler sundular.



 Hatay mutfağının tarihini ve kültürel önemini vurgulayan, Hatay Dayanışma Derneğin düzenlediği Etkinliğe, Dernek üyeleri, GTD üyeleri, basın mensupları, gastronomi yazarları, restoran sahipleri, yöresel ürün üreticileri ve elit konuklar katılım sağladılar. Açılış Konuşmasında,  Başkan Fahir Semir Abacı özetle; “Toplantı amacımız Sümerlerden günümüze kadar taşıdığı tarihi kültüre işaret eden Tennurden Diste’, yani ‘Tandırdan Kazana’  isimli belgeseli izlemek.



 Hatay mutfağının tarihi kültürüne dikkat çekmek ve depremden sonra Hatay il ve ilçelerinde Hatay mutfağına uygun gastronomi sokaklarının planlanıp hayata geçirilmesi için dikkat çekmektir. Bu etkinliği organize ettiğimiz kişilere ve katılımcılara teşekkür ediyoruz. Hatay, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen bir turistik destinasyondur. Bu bölgede yaşanan depremler bile Hatay mutfağının zenginliğini yok edememiştir. 6 Şubat 2023 tarihli deprem sonrasında bu mutfağın ayakta kalması için desteklenmesi gerekmektedir. Belediyelerin Hatay il merkezi ve ilçelerinde gastronomi sokakları oluşturmayı planlamaları çağrısında bulunuyoruz. Bu konulardaki taleplerimizi belediye başkanlarına ileterek takipçisi olacağız. 'Tandırdan Kazana' belgeseli Hatay mutfağının tarihi kültürüne işaret etmektedir.”dedi



Belgesel Yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci, Hatay mutfağının farklı kültürlerin birleştiği bir nokta olduğunu ve Hiristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi,  Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Rum, Süryani mutfak kültürlerinin harmanlandığını vurguladı

 Türkiye'nin gastronomi turizmi alanında öncü bir konuma gelmesine katkı sağlayan, Ülkemizin mutfak kültürünü tanıtarak ekonomik kalkınmaya da katkıda bulunan, Bu faaliyetler sayesinde Türkiye, gastronomi turizmi anlamında dünya çapında tercih edilen bir destinasyon haline gelmesini amaçlayan, GTD - Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, Hatay mutfağının Türkiye içindeki önemine ve bu güzel lezzetleri ortaya çıkaran  maharetli şeflerimize teşekkür etti.

 GTD Gastro Turizm Derneği, Türkiye'nin mutfak mirasını korumak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir köprü görevi üstleniyor. Herkesi bu lezzet dolu yolculuğa katılmaya ve Türkiye'nin gastronomi hazinelerini keşfetmeye davet ediyor.



Özellikle zeytinyağlılarıyla ünlü olan Hatay mutfağında, yöresel sebzelerin ve otların ustaca işlenmesiyle Hatay Dayanışma Derneğince ve Hatay’lı sponsor restoranlar tarafından hazırlanan yemeklerden Çorba, peynir  çeşitleri, babağannuc, haydari, tuzlu yoğurt, humus, yaprak sarma, İçli köfte, kaytaz, lahmacun, biberli ekmek, kömbe, iftarda konuklara ikram edildi. Damaklarda unutulmaz izler bıraktı

Hatay mutfağının şöhreti sadece ana yemeklerle sınırlı değil, tatlılar konusunda da oldukça iddialı olan  "Künefe ve kabak tatlısı ikramlar arasında oldukça ilgi gördü.

 Hatay mutfağının bu kadar zengin ve lezzetli olmasının sebeplerinden biri de, bölgenin tarihi ve kültürel geçmişidir. Hatay, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu da mutfağa farklı kültürlerin izlerini taşımıştır.

 yilmazparlar@yahoo.com

17 Ekim 2023 Salı

2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni-Yılmaz Parlar

  2.Güvenilir Ürün Zirvesi -Feed the Future Ödül Töreni

Başkanlığını Celal Toprak’ın (Yeni Platformlar Derneği (YAPDER) Bünyesinde Güvenilir Ürün Platformu tarafından  2. Güvenilir Ürün Zirvesi" ve "Feed the Future Ödül Töreni" 16 Ekim 2023 Pazartesi günü Florya Crowne Plaza Hotelde gerçekleştirildi.



Güvenilir Ürün Platformu Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe’nin üstün gayretleriyle, Güvenilir Ürün Platformu tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future Ödül Töreni, 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimleri İstanbul'da bir araya getirdi.



"El Ele" temasıyla gerçekleşen program kapsamında uzman konuşmacıların yer aldığı paneller, "israfa dur" diyen reçete denemeleri, workshoplar ve 12 ülkenin kamu ve özel sektör temsilcileri ile ülke masası toplantıları düzenlendi.

Gıda ve tarım sektörünü bir araya getiren Güvenilir Gıda zirvesinde önce Güvenilir Gıda önemine göz atalım;



Gıdanın önemi açıktır ve gereklidir. Gıda, insan vücudunun inşasında önemli bir unsurdur. Sağlıklı gıda bize gelişmek ve büyümek, aktif ve sağlıklı olmak, hareket etmek, oynamak, çalışmak, düşünmek ve öğrenmek için gereken besinleri ve enerjiyi sağlar. 

Yiyecek ve su vücudun beslenmesinin ve güçlenmesinin temel kaynaklarıdır ancak yediğimiz besinlerin birçoğunun herhangi bir besin değeri yoktur. 



Tam tersine diyabet, kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle vücuda yeterli besin değerini sağlayabilecek sağlıklı ve dengeli gıdaları tercih etmeliyiz. 


Besinler vücudumuzla, zihinsel ve sosyal sağlığımızla doğrudan ilgilidir çünkü her yiyecek veya sıvı, fiziksel ve zihinsel gelişimimiz için çok gerekli olan   karbonhidrat, protein , vitamin, mineral, yağ vb. belirli besinleri içerir.


Güvenilir Gıda zirveleri gıda israfını azaltarak sürdürülebilirliği artırmak;

Küçük işletmelere pazar erişimi sağlayarak ve istihdam yaratarak yerel ekonomiyi desteklemek, İnsanların fiziksel, zihinsel ve sosyal refahını iyileştirmek gibi farkındalığı artırarak temel faydaları sağlamaktadır.

Zirvenin sunuculuğunu gazeteci TV Programcısı Çetin Ünsalan üstlendi, Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Celal Toprak açılış kısa konuşmasında bu sene ikincisini gerçekleştirdikleri etkinliğin tarım sektörüne katkılarından bahsederek, zirvede özellikle deprem bölgesinden gelen üreticilerin açtığı stantlar aracılığıyla oradaki üretimin desteklenmesi konusunda farkındalık yaratmak istediklerini açıkladı.

Propolis İnovasyon ödüllü BEOO arı ürünleri üreticisi BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı konuşmasında; “İklim krizin artık gündemde olduğu gıda üretiminin gündeminde olduğu şu günlerde ve Dünya Gıda Gününde bu çalışmanın gerçekleştirilmesi son derece önemli ve büyük bir sorumluluk bizim üzerimize düşen önemli bir sorumluluk.



Biz de bu sorumluluğu bilinciyle etkinliklerde daha fazla farkındalık yaratmak ve toplumda ileti artırmak için çabalıyoruz. 


Tabii ki bireyin en önemli hakkı olan yaşama hakkını ve yaşamını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu güvenilir ürünlere ve hizmetlere erişebilmesini sağlamak için kurduğumuz güvenilir ürün platformu, ailemiz yaptığımız bu çalışmalarla bu farklılığı artırarak aslında uluslararası seviyede bir bilinirlik ve ses getirmeyi amaçlıyoruz. 


Bugün bu arada yaşadığımız deprem felaketini de tabii etkileri ve izleri halen ülkemizde devam ederken hem Ziraat üretimi konuşacağız. Hem tarımsal  ekonomiye nasıl dikkat çekebileceğimizi el ele temasıyla bu yılın teması biliyorsunuz. 


El ele bu temayla bu tüm bu konuları ele alacağız. 

Israfa hep birlikte dur diyeceğiz. ve şartlar düzenleyeceğiz ve programla eş zamanlı olarak da depremler etkilenen tüm iller için perakende ile kooperatif el ele destekleri sektör profesyonellere yönelik kariyer toplantıları, beni hafife alma, inovasyon yarışması ve ödül töreni 


Bu akşam gerçekleştireceğimiz bir ödül töreninde 108 değerimiz tarafından 300 altmışa yarın başvuru 48 ismim bu akşam hep birlikte ödül alacak değerlendirildi. Hepsi çok kıymetliydi. Projelerin, jürilerin hepsi her projeyi değerlendirmediğini söyleyebilir. Yani ilişkili olabilecek konular ayrıştırıldı. Dolayısıyla tamamı bir değerlendirme yapıldığını da hatırlatalım. Gıda ve tarım sektörüne katkı sağlamak ve kırsal alanda ses getirmek amacıyla Türk insanına ses olmak amacıyla yaptığımız bu yarışmamızın her yere daha çok kişiye ulaşmasını ve sesini duyurmasını diliyoruz ve tabii ki üretici ve ürünlere ses olmasını diliyoruz. Kendini gelecek nesillerimizin ürünleri gıda ulaşmasına adamış sektör profesyonellerimiz, akademisyenlerimiz, üreticilerimiz ve gönüllülerimiz. Ayrıca bugün burada bulunarak farkındalığı katkı sağlayan herkesin dünya gününü kutluyorum.” dedi

 

Etkinliğin açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, zirvenin deprem bölgesindeki tarımsal üretim ve ekonomiye dikkati çekmek için "El Ele" temasıyla gerçekleştirilmesinin öneminden bahsetdi.

Bağcı, " Kent merkezleri ile birlikte kırsalın da hızlı bir şekilde ayağa kalkması için bakanlık olarak tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bölgeye 14 milyar TL'ye yakın tarımsal ödeme desteği sağladık. Bölgeden 300 bin ton hububat ürünü aldık ve karşılığında 1 milyar 600 milyon TL ödeme yaptık. Bugün kullandığımız tohumun yüzde 97'si yerli üretimdir. Son 21 yılda üreticimizi tarımsal üretime teşvik etmek için onlara reel olarak 850 milyar TL tarımsal destekleme ödemesi yaptık. Üreticimizin doğal afetlere karşı emeğini ve alın terini korumak için TARSİM'i kurduk ve bu kapsamda 20 milyar TL'ye yakın ödeme yaptık. Su, sulama ve toplulaştırma alanında 479 milyar TL yatırımla 9 bin 585 tesisi hizmete aldık. Kırsal kalkınma yatırımlarıyla hem üretimi hem de ürün işlemeyi destekledik.

Bu kapsamda yaklaşık 93 milyar TL hibe desteği sağladık. Bu yaptığımız çalışmalar neticesinde sadece bitkisel üretimde Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırarak 128,6 milyon ton üretim yaptık. Yine, hayvansal üretimdeki hayvan ve verim artışları ile büyük bir üretimin önünü açtık. Türkiye genelinde 7 bin 500'den fazla gıda denetçimiz ile yılda 1,3 milyonun üzerinde gıda denetimi yapıyoruz."şeklinde icraatlarını dile getirdi.



Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak da Bakanlık olarak yaptıkları çalışmaları paylaştı.

Özetle Uçarmak "Her ürettiğimiz ürünün bir niteliği olması lazım. İnsanları önce üretime teşvik etmek gerek. Üretimin sürdürülebilir şekilde planlanması çok önemli." dedi. 

Yörelere değer katan liderler ve üreten yöre üreten Türkiye Protokol imza töreninde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ordu belediye Başkanı Hilmi Güler tarım ile ilgili son yaptıklarını söylediler 

İstanbul Valisi Davut Gül organizasyonun sektör için önemine işaret ederek, çiftçiye destek verilmesi, kadınlar başta olmak üzere kooperatifleşmenin sağlanması, kooperatiflerin ve ürünlerin markalaşması gibi konulara dikkati çekti.

"Herhangi bir yerdeki çatışma, tüm dünyanın gıda arz güvenliğini tehdit eder hale geldi" şeklinde olumsuz tarafını işaretledi.

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz da ​​​​​​​bugün gıda konusunda dünyanın gündeminde olan iki konunun "gıda güvenliği" ve "güvenilir gıda" olduğunu söyledi.

İstanbul Ticaret Borsası desteği ile düzenlenen Zirvenin workshopunda, Gluten Free Karadeniz Mutfağı reçeteleri hazırlandı.

İSTİB Meclis Üyesi Süleyman Tarakçı, Masterchef Serap Aktan, Nalia Mutfak Koordinatörü Volkan Aslan ve Nalia Yöresel Ürünler Sorumlusu Fatma Tarakçı’nın hazırladığı, mısır tatlısı, muhlama, turşu kavurma ve mısır ekmeği yaptılar.

Diğer workshopta israfa dur denildi. Danet desteği ile yapılan Atıksız Coğrafi İşaretler workshopunda Danet Kalite Güvence Yöneticisi Furkan Sungur Uluçay, Gastronomi Yazarı Talip Bayram, Masterchef Serap Aktan ve Gastronomi İçerik Geliştirici Gülçin Polat yer aldı.

“İş Dünyasından çevreye yeşil ışık” panelinde moderator Gazeteci Mehmet Uluğtürk Hollanda örneğini verdi.

Hollanda yüzölçümü Güneydeki üç şehrimiz kadar Hollanda tarımsal ihracatı 236 milyar dolar. Adana'nın, Mersin'e, Osmaniye'nin tarımsal ürünün ihracatından 6 milyar dolarlık gıda ihracat gerçekleştirdiler.



Saydığım 3 kentin ihracatının toplam 6 milyar dolar içinde,tarımsal makinemiz var, yazılımımız var, her şeyimiz var. 6 milyar dolar... 

Yeşil mutabakatla son yılların en popüler konusu. Sürdürülebilir çevre en önemli konulardan ben ilk sözü Leyla Alaton’a  vermek istiyorum,” dedi


Leyla Alaton, “Sizden aldığım ilham kadarıyla konuşacağım ama, ilham verici bir konuşmaydı. Biz herhalde konuya bu kadar uzak. Uzak ve problemlerini bilmeden girmiş bir holdingiz yani. Eğer siz problemler var, ben uzak durayım derseniz hiçbir işe giremezsiniz ama değerlerimiz prensipleriniz ve şirket misyonunuz eğer uyuyorsa hiçbir zorluk yolunuzda sizi yıldıramazsınız. 

Peki biz o şekilde bu yola çıktık. Belki takip etmişsinizdir ki, emin ettiğiniz jeotermal saracılıkla işe başladık ama işi, tohum ve mikrogram gübreye kadar götürüyoruz ve asıl beni en çok memnun eden bütün bu grupların başına, Tamek eski Genel Müdür Melike Koçoğlu geldi. O da bu ay itibariyle daha yeni başladı. 


Çok heyecan verici en azından o kadar insana dokunan bir konu ki. Yani sabah böyle akşam yaptığımız bir şey. Hiç kimsenin bu konunun dışında bir fikri olabileceğini düşünmüyorum.” dedi


Leyla Alaton Karbon ayak izlerinden bahsetdi internet aracığı ile alınan üzerine binen temel ihtiyaçlarımızın israfları maliyetleri örneklendirdi. Fethiye’nin organik lezzetlerinden bahsederek örnek olarak gösterdi.  

  

BEOO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı Kendi öz geçmişini, ailesinin Tıb sektöründen oluşunu kendi çocuğunun örneğinden yola çıkarak arı ürünleri serüvenini özetledi.


“Propolis aslında baldan farklı bir ürün. Arıların, ağaçların yaprak sap ve tomurcuklarından topladığı ürün. Üçlü bir antioksidan aslında doğadaki en güçlü doğal antioksidan arılar da bunu kovanda her petek gözünün içerisine kaplıyorlar.


Bakteri, virüs ve mantarlarda darp duruyorlar ve bu amaçla kullanıyorlar aslında. Dolayısıyla biz insanoğlu da aslında ülkemizde yok olup gitmekte olan ya da heba olmakta olan bir değerin, farkına varıp bunu ortaya çıkardım diyebiliriz. Aslında tam olarak yaptığım şey bu. Çünkü Türkiye olarak aslında dünyada arıcılıkta üçüncü büyük ülkeyiz. Çin'den ve hindistan'dan sonra 8. 2.000.000 arı kovanımızla ve 75.000 aracımızla dünyada üçüncüyüz. Ülkemiz sadece bol üretiyordu. 

Diğer katma değerli adı ürünlerin propolis ar üstü tüm polen arı ekmeği arı zehirli gibi bunların üretimi yok. Derece kadar azdı ve ticari boyuta ve ürünümüz yoktu. Ülke olarak yani aracıların bireysel kendi yaptıkları veya çevrelerini yaptıkları uygulamalar vardır. Transferda diğerleri Anadolu ürünlerimizi üretilmiş katma değer ağır ürünleri hiç yoktu. 12.000 bitki türümüz var. 

8. 2.000.000 arı kovanımız var. Neden sadece bal üretelim? Neden propolis arı sütü arı ekmeği ham ham? 

Bal, polen, ariz zehri gibi kapma değerli arı ürünleri üretilmesi ülkemde ve neden çinliler yeterli gelsin? Çin'den ithal gelenler de gerçek olsa yine başımıza koyacağız. Onlar da sahipte yani içerisine işte orada bazı büyük ihracat yapan Çinli firmalar gene aracı yapmıyor. Bakın onu da söyleyeyim, çin'in arıcısı da yapmıyor ama firmalar yapıyor. Bazı firmalar bunu çoğaltıp içine işte bir ara bir propolis koyup 99 katkı maddesi boya koyup dünyaya satıyorlar. Ülkemize gelen de oydu, neden dedim. 

2.013 yılında istanbul Teknik Üniversitesi ara tekno kentleri firmamızı kurduk. 

Eşim ben ve sevgili hocamız, profesör doktor Dilek Boyacıoğlu, birlikte sadece aracım sektörü için de çok sayıda proje gerçekleştirmiştik ve gerçekleştirmeye devam ediyorduk. Kurarken de maddi kaynağınız var mıydı diye sorarsanız yoktu. Ne kaynağımız vardı, bilgi kaynağımız vardı. Tabi ki işin bu kısmı çok önemli. Yani yaptığımız işi iyi bilmek çok önemli ama bilmek iyi bilmek de yetmiyor. Az önce Leyla Alaton  söylediği gibi ölçek yüklü miktarda üretebilmek. 

Çeşitlendirebilmek, dünyaya satabilmek, bunları yaptığınızda gerçekten ülkenize bir katkı yapmış oluyorsunuz ve sektöre bir katkı yapmış oluyorsunuz. 

Biz bu sıfırdan çıktığımız yolculukta öncelikle devlet desteklerini araştırdık. Kadın girişimciliği desteklerini araştırdık. Nitekim o zamanlar da vardı, hala var. KOSGEB arge projesi tübitak arge projesi, İstanbul teknik üniversitesi'nin ar ge teşviklerinden yararlanarak çeşitli bankaların verdiği kadın girişimciliği kredilerinden yararlanarak ve ne mutlu ki ülkemizde kadın girişimciliğini destekleyen dernek ve kurum ve kuruluşların eğitimlerine katılarak onların netlerine girerek yani sıfırdan kurduğumuz sistemde şu an 36 ülke ihracat yapıyoruz. Yüzün üzerinde ürünümüz var, hepsinin formülü kendi tesislerimizi kendi arge merkezimizde geliştirildi. Hem 30 personelimiz çalışıyor. Arge merkezinde hem de üniversitelerle ortak çalışıyoruz yaptığımız. 



Her ürünün etkisini klinik çalışmayla ispatlayıp bunları da literatüre kazandırarak Anadolu propolis, Anadolu arı ürünleriyle yani bunu da markalaştırarak çünkü tamam arı ürünü deyince dünyanın her yerinde arı ürünü var. Peki Türkiye'ninkinin farkı ne? Anadolu'nun öbürlerinin farkı ne? Bunu da anlatmanız ve bunu da dünya markası yapmanız gerekiyor. Bütün bunları da bu katma değerleri de üstüne koyarak tabiri caizse hiç durmadan arı gibi çalışarak sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesine de gidip oralarda da konferanslar, seminerler, fuarlar, standlar sürekli. Bunları anlatarak, geldiğimiz 10 yıllık yolculukta. Epey bir yol aldık ama gidecek bunun daha belki 10 katı daha yol var. Biz bu yolculuğa devam edeceğiz. Bir farkındalık yarattık.”açıklamalarda bulundu



Zirvede Deprem Bölgesine Destek

Zirvede depremden etkilenen tüm iller için "Perakende ile Kooperatif El Ele masaları" kuruldu. Bölgeden gelen kadınlar ürünlerini sergileyerek, katılımcılara kendi ürettikleri ürünleri tanıttı.

Kahramanmaraş'tan gelen ve "Maraş Mutfağı" ismiyle bölgeye özgü ürünleri üreterek hizmet veren iki kardeş kadın girişimci Rukiye Demir ve Duygu Şan, depremde yıkılan işletmelerinin ardından zor koşullarda üretime yeniden başladıklarını, sosyal medya üzerinden yaptıkları ürünleri alıcılarla buluşturduklarını belirtti.

Feed the Future Ödülleri, alanında uzman 104 jüri üyesi tarafından kapalı oylamayla belirlenirken Zirve kapsamında gerçekleştirilen "Feed the Future Ödülleri"nde 33 farklı kategoride ödül sahibini buldu.

Gıda güvenliği gibi, Sürdürülebilirlik,  tüm tedarik zincirini kapsar ve gıda üretiminde yer alan herkes sürdürülebilir uygulamaları hayata geçirebilir. Bu, üretim ve işleme sırasında tedarik zinciri boyunca üretim tarımı ve doğal ve sentetik kaynakların kullanımından kompostlama, paketleme, geri dönüşüm ve gelecekteki üretim ihtiyaçlarını karşılamamıza olanak tanıyan diğer birçok uygulama ile perakende ve tüketici seviyelerine kadar uzanır. 

Tedarik zinciri boyunca sürdürülebilir uygulamalara çok fazla zaman ve çaba harcanmasına rağmen, bazı zorlu noktalar var ve güvenli ürün elde etme hedefi sürdürülebilir uygulamalarla uyumlu değil. Sürdürülebilir uygulamaları takip ederek gıda güvenliği gibi başka bir faktörü değiştirerek nasıl başka bir potansiyel sorun yarattığımıza dair örnekler var


yilmazparlar@yahoo.com

3 Ekim 2023 Salı

Geleceği besleyecek isimler Güvenilir Ürün Zirvesi’nde Buluşuyor-Yılmaz Parlar

  Geleceği besleyecek isimler Güvenilir Ürün Zirvesi’nde Buluşuyor

Bu yıl 2. si düzenlenecek Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future Ödül Töreni için geri sayım başladı. 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimlerin buluşacağı Zirve, 16 Ekim’de ‘El Ele’ teması ile İstanbul’da yapılacak.



Geçen yıl Güvenilir Ürün Platformu tarafından gıda ve tarım sektörünün uzman STK’ları, kurumları ve Tarım ve Orman Bakanlığı ortaklığında gerçekleştirilen Güvenilir Ürün Zirvesi ve Feed the Future ödül töreni ile önemli farkındalık elde edildi. Bu farkındalığı arttırmak ve uluslararası seviyeye çıkartmak için ikincisini düzenleme kararı alan Zirve komitesi, etkinliğin Dünya Gıda Günü olan 16 Ekim’de, Uluslararası Güvenilir Ürün Zirvesi adıyla düzenleneceğini duyurdu. 12 ülkeden gıda sektörüne yön veren isimleri buluşturacak etkinlik Crowne Plaza İstanbul Florya’da tüm gün eş zamanlı etkinliklerle sürecek.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Ticaret Bakanı Prof. Dr.Ömer Bolat’ın katılımının beklendiği zirve’de sektörün fikir önderleri deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak. Zirve programı, bu yıl yaşanılan deprem felaketinden etkilenen illerdeki zirai üretim ve tarımsal ekonomiye dikkat çekmek için ‘El Ele’ temasıyla gerçekleştirilecek ve program kapsamında uzman konuşmacıların yer aldığı paneller, israfa dur diyen reçete denemeleri ile workshoplar ve 12 ülkenin kamu ve özel sektör temsilcileri ile gerçekleştirilecek ülke masası toplantıları düzenlenecek. Ayrıca programla eş zamanlı olarak depremden etkilenen tüm iller için ‘Perakende ile Kooperatif El Ele masaları’, sektör profesyonellerine yönelik ‘Kariyer Toplantıları’ ve ‘Beni Hafife Alma İnovasyon Yarışması da bu yılki zirvede yer alacak.

Crowne Plaza ve İstanbul Akvaryum mekan sponsorluğunda Bee’o Propolis, Oğuz Holding ve İSTİB ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek zirve kapsamında Feed the Future ödülleri de sahiplerini bulacak. Geleceği Besleyebilmek mottosuyla ülke genelinde büyük-küçük, kurum- kişi ayırmadan ve başvuru ücreti alınmadan ikincisi düzenlenecek Feed the Future Ödülleri ile sesini duyuramayan ürün ve projelere ses olmak hedefleniyor.

Ürün güvenliği konusunda başarılı çalışmaları ile tüketici sağlığına katkı sağlayan, inovatif bakış açısı ile sürdürülebilirliğe destek veren, kıt kaynakların kullanımı konusunda kendini sorumlu hissederek aksiyon alan ürün/firma ya da kuruluşlara verilecek Feed the Future Ödülleri, alanında uzman 108 jüri üyesi tarafından kapalı oylama ile belirlenecek. 33 farklı kategoride değerlendirilecek yarışmanının kazananları 16 Ekim’de Crowne Plaza’da düzenlenecek ödül töreninde kamuoyuna duyurulacak.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Ağustos 2023 Pazar

Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi-Yılmaz Parlar

  Karpuz Festivale AGAFED Ruh Verdi

Medeniyetleri özel kılan sahip olduğu tarihi birikimden süzülerek gelen mutfak kültürüdür.

Başkanlığını Hüseyin Uzunlar’ın yaptığı, Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesince düzenlenen, “Ferhadanlı Karpuz Festivale” Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) gerek mutfak dekor sanatıyla gerekse inovatif karpuz yeme içme türevlerince yapmış olduğu katkıları ile ruh verdi.



Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonu (AGAFED) Başkanı Ahmet Karaman yaptığı konuşmasında AGAFED  tarafından festivale özel yapılan Tekirdağ Karpuz Dondurmasının bundan sonra tescilli ürünü olmasını ve “Tekirdağ Karpuz Dondurması”nın marka olmasını bildirmiş oldu.



Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın Tekirdağ sadece köftesiyle değil bundan sonra karpuzuyla anılmasını söylerken “Tekirdağ Karpuz Dondurması” marka olma yönünde ön plana çıkmış oldu.



Avrasya Aşçılar Derneği (AVADER), İstanbul Aşçılar Derneği (İSAŞDER), Çanakkale Aşçılar Derneği (ÇAD), Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği (MAPAD) Trakya Turizm ve Gastronomi Derneği(TUGASDER) den oluşan AGAFED Avrasya Gastronomi ve Aşçılar Federasyonunun; Başkanı Ahmet Karaman, Genel Sekreter Adem Yılmaz (İSAŞDER -İstanbul Aşçılar Derneği Başkanı ), Sanatsal karpuzları işleyen Durmuş Yılmaz (MAPAD -Marmara Profesyonel Aşçılar Derneği Başkanı) Hülya Bektaş (İSAŞDER- İstanbul Aşçılar Derneği Kadın Kolları Başkanı) ve Sadık Aybaş başda olmak üzere AGAFED üyeleri standlarında; Soğuk Karpuz Çorbası, Soğuk Karpuz Türk kahvesi ve Karpuz Dondurması gibi inovatif türev ürünler hazırladılar..Tüm Ziyaretcilere ikram etdiler.



Turizm ve gastronomi arasındaki bağlantı çok güçlüdür. Turistler seyahat ederken biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için sadece yemek zorunda olmakla kalmaz, gastronomi de turistlerin deneyim kalitesine katkıda bulunur, böylece genel seyahat deneyimine damgasını vurabilir. 



Festival bölgeye Turizmi kazandırır, turizmde o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Festival sayesinde kentteki üretimlerin marka değerini artıracağı şüphesizdir. 



Bu bağlamda festivallerin sürdürebilirliği bir kez daha gerekli olduğu aşikardır. Şehirlerin markalaşmasında gastronomi turizmin önemi yadsınamaz, Doğa ve sürdürebilirlik, sağlıklı, lezzet, yerel, mutfağının tarihsel kökenleri araştırılmalı ve öyküleri tanıtılmalıdır.     



Aynı zamanda tarım kenti olan Tekirdağ muhteşem bereketli çok verimli topraklar üzerindeki birçok kimliğe sahip nadir şehirlerimizden biridir. İnce kabuğu ve az çekirdeğiyle meşhur olan karpuzuyla da tanınmıştır.



Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen, 05 Ağustos 2023 Cumartesi günü açılışı yapılan, 2. Ferhadanlı Karpuz Şenliğine   Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan ve Süleymanpaşa Kaymakamı Mustafa Güler, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar başda olmak üzere İlçe protokolü katıldı.



Süleymanpaşa Belediye Başkanı Hüseyin Uzunlar, şenlik alanında yaptığı kısa konuşmada, Ferhadanlı karpuzunun kentte herkes tarafından bilindiğini söyledi. Uzunlar "Bu yıl şenliğin ikincisini düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Mahallenin karpuz gibi çok sayıda yöresel ürünü var. Bu tür etkinliklerle yöresel ürünlerin tanıtımını yapıyoruz. Kırsal mahallerimizde bu tür etkinlikler düzenleyerek farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz." şeklinde festivalin önemine dikkat çekti. 

Paşa Halk Oyunları Dans Topluluğu'nun gösterisiyle devam eden proğram spor ve eğlence aktiviteleri ile sürdü. Şenlik, sanatçı Zara'nın konseriyle sona erdi.

Gastronomiden söz edildiğinde yörenin yetiştirdiği meyve sebze endemik bitkileri de kapsar. Bunlarla da marka olma ön plana çıkar. 



Festivalde karpuz yeme yarışması çağrışım yaptı. Her yıl ağustos ayının son çarşamba günü İspanya’nın  Bunol şehrinde kutlanan "La Tomatina" diye adlandırılan Domates Festivali, İspanya'nın en önemli eğlence aktivitelerinden biri. Domates savaşı şeklinde geçen festival akıl almaz turisti çekebildiği gibi İspanya domatesin markasını oluşturdu. Avrupa’nın ¾ sebze ve meyve ihtiyacını İspanya karşılıyor. 300 milyar dolar üstünde ihracatları var. 

Karpuzun uzun raf ömürlü olması özelliğiyle üretimine daha çok özen göstermeliyiz. 

Önce Ferhadanlı ismi nereden geldiğini Belediye ilgililerine sorduk. Hukuk müşavirlerinden aldığımız bilgiye göre Köy ağasının Ferhad isimli eşine addetdiği öğreniyoruz. 



Karpuz üretim kapasitesini üreticelerden edindiğimiz tahmini bilgiye göre yöre olarak 100-120 ton karpuz yarı miktarda kavun sezon olarak elde edilen miktar. Elbetde fazla üretim ihracata yönelik hedefler yöreye şehre Türkiye’ye güzel döviz kazandırabilir. 

Sadece merkez ilçe Belediye Başkanlığı değil Tekirdağ Büyük Şehir Belediye Başkanlığınında festivale destekleri şartdır. Birlik, beraberlik iyi olursa festival daha da farklı boyutlarda gelişir. Umut ediyorum ki yerel idareler parti farklılıkları zenginlik olarak görerek bir arada daha güçlü bir şekilde ortak projelere imza atar. 

yilmazparlar@yahoo.com

3 Ekim 2022 Pazartesi

Patlıcanlı Balık Kebabı -Yılmaz Parlar

  Patlıcanlı Balık Kebabı  

Güleryüz Restaurantlar rotamızın durağı, en iyi balık ve deniz ürünleri yemeklerine sahip günümüzün trendlerinin en önemli restaurantlardan biri olan, Feneryolu Bağdat caddesinde bulunan Moshonis Balık Restaurantdı. 

Pişirme yöntemleri, yemekleri hazırlama şeklinin üstünlüğü ve yaratıcı ürünlere sahip en iyinin en iyisi olanlardan olan, Moshonis Balık Restaurant mekanın sahibi Ayvalık Cunda adasından gelen,1986 yılından beri sektör içinde olan şef İsmail Doğan. 

Efsaneleşen balık yemekleriyle Türk Balık gastronomimize fayda sağlayan emekleri geçen şeflerimizden.

Kullandığı uyumlu baharatlarla, sebzelerle, soslarla balığın saflığını bozmadan lezzeti zenginleştirmesini bilen altın elli duayenlerden.



Patlıcanlı Balık Kebab tarifini istedik kendilerine has deneyimlerden sonra çok lezzetli yemek haline getirdikleri spesialitenin esas en önemli tarafı taze ve en iyi deniz ürünleri ve türevleri olması. 



Malzemeler deniz Levrek, közlenmiş patlıcan, taze soğan, sarımsak, maydanoz, özel sos, çeşitli baharatlar, pul biber, yumurta akı, granül kaşar peynir ve krema




yilmazparlar@yahoo.com

12 Ağustos 2022 Cuma

Mango Festivali- İstanbul-Yılmaz Parlar haberi

 Mango Festivali


Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından etkili sağlık yararları bulunan, binlerce yıldır Hindistan'da önemli bir mahsul olan mango tanıtımı için İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu ve Gedik Üniverisite iş birliğiyle 10 Ağustos 2022 Çarşamba günü Teşvikiye Healin Foods mekanda festival düzenlendi. 



Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı, DEİK Bangladeş İş Konseyi Başkanlığı ve DEİK Asya Pasifik Bölge Başkan Yardımcısı Hülya Gedik, Healin Foods sahibi Arzu Gedik festival açılış konuşmaları gerçekleştirdiler.  


Türkçe ve İngilizce konuşma yapan Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Çocuklarımıza ve sevdiklerimize sağlıklı beslenme konusunda yedirdiğiniz yiyeceklerle bilinçlimiyiz şeklinde giriş yaptı. Vatanı Hindistan olan mango'nun ülkenin her yerinde yetiştirildiğini, binlerce mango çeşidine sahip olduklarını, büyük bir kısmı dünya çapında ihraç edildiğini söyledi. Potasyum, beta karoten, çeşitli vitaminlerle dolu meyvelerin kralı antioksidan olduğunu dile getirdi.



Başkonsolos Sudhi Choudhary “Hindistan 2020- 2021 yılı hasatında 37 milyon dolar değerinde 21milyon tondan fazla mango ihracat etmiştir.

Türkiye’nin Hindistan mangolarına tam anlamıyla erişemediğini bu akşamda bu nedenle burada herkese tanıtmak için Hint mangosunu evinize getirmek istedik. Milyonlarca insan gibi sizin de beğeneceğinizi umuyoruz. “dedi


Türkiye Hindistan arasındaki hertürlü gelişmeleri artırmak adına özelliklede Ekonomi iş hacmini artırmaya hedefli çalışmalarıyla başarılı bir trend sürdüren Başkonsolos Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik’e ev sahipliği için teşekkürlerini sundu.

 


Kadının ekonomideki rolünü, her platformda yaptığı konuşmalardaki  fikirlerle, ufukları açan Hülya Gedik, Holding bünyesinde bulunan Gedik Üniversitesi ve yine bünyede bulunan Gedik Üniversitesinin Diyetisyen bölümlerinden eğitimli Healin Foods mekanlarında yaptığı  konuşmasında ; Başkonsolos Sudhi Choudhary ile birlikte düzenledikleri festivalde Hindistan’dan özel olarak gelen mangoları çeşitli tatlılarda ve sade mango meyvesi olarak sunacaklarını söyledi.


Sağlıklı mutfağa sahip oldukları için insan sağlığına zarar veren şeker, tuz vs. kullanmadıklarını, tamamen organik yiyecekler sunduklarını açıkladı.


Hülya Gedik, bu gibi vücuda zararlı olabileceğini düşündükleri ürünleri kullanmadıklarını, tamamen organik iyi tarım organik tarım ile üretilen ürünler ile onun içerikleriyle yapılan menüye sahip olduklarını ifade etdi.



Hülya Gedik “Bu sene beşinci yılını kutlayacağız. Güzel bir isminiz var ama bugün çok özel bir gün. Hindistan'dan gelen mangoları tanıtıyoruz. Bunun için Istanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary’e çok teşekkür ederim. Böyle bir konuda ev sahipliğinde bizi tercih ettiği için. Ben aynı zamanda DEİK’de İş Konseyi Başkanıyım. Kızım Arzu Gedik bu mekanın sahibi, onun da bu festivalde çok büyük katkıları var. Çok emek harcadı” Diyerek Arzu Gedik’i birkaç kelime yapmak isteyebilir şeklinde konuşmaya davet etdi


Hindistan’ın mango ihracatı için yeni coğrafya aramasını göz önünde bulundurduğumuzda; Arzu Gedik “Mangoyu Türk ithalatçılarına tanıtım için bu festivali gerçekeştirdiklerini, Hint mangolarını alıp Türkiye'ye getirmek ve farklı türde yiyecek veya içecek yapmak isteyen ithalatçılara bir ışık tutmak anlamında festivali özetledi



Sankritçede harika meyve anlamına gelen Mango, Hindistan'da M.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı bilinmektedir.

İhracatı artırmada gıda işlemede yenilikler, meyvenin raf ömrünü uzatdığı gibi mesafe sorununun üstesinden gelen başarıyıda getirdi.

Hint mutfağının temel dayanağı ve dünya çapında popüler olan renkli, tatlı meyveler, K vitaminiyle kanın etkili bir şekilde pıhtılaşmasına ve kansızlığı  önlemeye yardımcı olur.  Ayrıca kemikleri güçlendirmede önemli bir rol oynar.

Mangolar ayrıca kan damarları ve sağlıklı kolajen oluşturmak için önemli olan ve iyileşmenize yardımcı olan C vitamini açısından da zengindir.

Mango, meyvenin sarı-turuncu renginden sorumlu bir pigment olan beta-karoten bakımından zengindir. Beta-karoten bir antioksidandır, mangoda bulunan birçok antioksidandan sadece biridir. Mangodaki antioksidanların, hücrelerinize zarar verebilecek ve potansiyel olarak kansere yol açabilecek serbest radikallerle savaştığı bilinmektedir.

Mangolar ayrıca kardiyovasküler sisteminizi desteklemek için de faydalıdır. Her ikisi de daha düşük kan basıncı ve düzenli bir nabızla bağlantılı olan harika bir magnezyum ve potasyum kaynağıdır. Ayrıca mangolar, mangiferin olarak bilinen ve ilk çalışmaların kalp iltihabını  azaltabileceğini öne süren bir bileşiğin kaynağıdır.

Bunun gibi çok yararlı bitki olan mangonun çeşitli sunumları Festivalde konuklara ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com

1 Temmuz 2022 Cuma

Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar-Yılmaz Parlar

 


Çöpe Giden Gıda 18 Milyar Dolar.

Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.

İstanbul Ticaret Borsası tarafından, üniversite öğrencileri arasında düzenlenen Gıda İsrafını Engelleme Proje Yarışması’nın kazananlarına ödüllerin verildiği törende konuşan İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral,  “Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar.” dedi




Yiyeceğin israf edildiğini görmemek için, artık bilim adamları, politikacılar ve gıda kampanyası grupları arasında gıda kayıplarını azaltmak için "bir şeylerin yapılması gerektiği" konusunda genel bir fikir birliği oluştu. Yetersiz beslenme gerçektir, ancak obezite krizi de öyle. 

İnsanlar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi hükümet organlarının, dünyanın insan tüketimi için üretilen gıdanın yaklaşık üçte birini kaybettiğini veya israf ettiğini iddia eden raporlarına işaret ediyor. 

Depolama ve nakliyedeki zorluklar, aynı zamanda, dünyadaki "gıda atığının" büyük bir bölümünün, hasat sonrası gıda tahıl kayıplarının toplam hasatın % 25'i kadar olduğu tahmin edilirken, meyve ve sebze kayıplarının daha  yüksek olabileceği şeklindeki raporlar her ülkede Gıda israfını önlemeye zorluyor. 



İsraf Edilen Gıda Nedir?

İki ana tür israf edilen yiyecek vardır:  Yiyecek kaybı ve Yiyecek atığı. Yiyecek kaybı daha büyük kategoridir ve herhangi bir aşamada yenmeyen yenilebilir yiyecekleri içerir. 

Evlerde ve Marketlerde yenmeyen yiyeceklere ek olarak, tarlada kalan ekinler, nakliye sırasında bozulan yiyecekler ve markete gitmeyen diğer tüm yiyecekler buna dahildir. Gıda üretiminin hemen her aşamasında bir miktar gıda kaybedilir.

Yiyecekler Nerede Kaybolur?

Yenilebilir yiyecekler, gıda zincirinin her noktasında atılır: çiftliklerde, balıkçı teknelerinde, işleme ve dağıtım sırasında, perakende mağazalarda, restaurantlarda ve evde. 

Yiyecek atığı, tüm yiyecek işletmecileri, Hotel, restaurantlar, büfelerde tabakta kalan yarısı yenmiş yemeği, evde yemek hazırlamaktan kalan yemek artıklarını ve bir ailenin çöpe döktüğünü ihtiva eder.

 Kozmetik kusurlar "Görünüşü bozuk  ürünler" olarak adlandırılanlara yol açar, tüketiciler yanlış şekillendirilmiş veya kusurlu ürünlerle daha az ilgilendikleri için, hasattan önce ve sonra çiftliklerde bir başka önemli gıda atığı kaynağıdır. Gıda güvenliği korkuları ve uygun olmayan soğutma ve işleme, çiftçileri aksi takdirde yenilebilir yiyecekleri atmaya da zorlayabilir.


İşgücü sıkıntısı nedeniyle tarlada bırakılan yiyecekler. Troller tarafından yakalanan balıkların yüzde 40 ila 60'ının denize atılanlar  




Üretim Tesislerinde Gıda Kaybı

Aşırı üretim, ürün hasarı ve üretim tesislerinde teknik sorunlar gibi bir dizi sorun, bu büyük miktarlardaki gıda israfına katkıda bulunur.

Ulaştırma ve Dağıtım Ağlarında Gıda Kaybı

Gıda nakliyesi ve dağıtımı sırasında bozulabilir gıdalar, özellikle yeterli ve güvenilir soğutma, altyapı ve ulaşıma erişimin zor olabileceği gelişmekte olan ülkelerde


Bu bağlamda tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinin gelişimine ve rekabet ortamının arttırılmasına katkıda bulunulması gıda fiyatlarının tespit, tescil ve ilan edilmesi gibi pek çok görevi üstlenen, 1924 yılından bu yana faliyet gösteren, İstanbul Ticaret Borsası Gıda İsrafını Engelleme Komitesi halkda farkındalık yaratmak, bilinci artırmak adına proje yarışması düzenleyerek 76 proje çözümleriyle Gıda israfını önlemede katkıda bulundu.


30 Haziran 2022 Perşembe günü İstanbul Ticaret Borsasında düzenlenen törende dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.


Törende açılış konuşmasında İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, “Bugün dünyada büyük bir gıda sorunu var. 

Salgın enerji fiyatlarındaki artış ve bölgesel savaşların dönemsel etkilerin dışında gelecekte bu sorunu büyütecek dair sorunlarımız da var.

Gıda israfını engelleme çalışmalarını yürütmek için bir komisyon kurduk. Kamuoyunu konu hakkında bilgilendirdik,” dedi   76 proje sahibinin. Her birine, dünyanın en önemli sorunlarından birinin çözümündeki gayretler için, teşekkürlerini sundu .  


İSTİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gıda İsrafını Engelleme Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral gıda israfının boyutlarının daha iyi anlaşılması için bazı rakamlar paylaştı.



 “Dünyada üretilen gıdaların üçte biri kayıp 


Bu istanbul'da % 50 .Üretim hasat sonrası % 40 daha hızlı işleme, dağıtım ve tüketim aşamalarında gerçekleşiyor. Bu da dünyada 1. 3 milyar ton gıdanın israfı Geçen sene 1 trilyon dolar. Tutarı şuanda 1. 3 trilyon dolara kadar çıkmış durumda. Bunun sadece üçte biriyle bugün dünyadaki aç gezen  insanı doyurabilir. Insanlar biraz kendine dikkat etse bu da israfına da o insanları da doyurabilecek kabiliyeti ulaşacak. 


Türkiye'de yaklaşık 2 sene önce 35 000 000 tona yakın çöp toplandı. 

Çöplerin içinde % 48 oranında organik ürün olduğunu tespit etti. Yani bu ne demek? Işte 14,5 milyon tona yakın. Kompost yapılarak gübreleri kullanılmalı.


Türkiye'de gıda kaybı var. 

Her sene çok miktarda atıyor. Bu sene herhalde 38.000 000 tona yakın çöp toplayacak. Bunun parasal değeri şu anda, Türkiye'de sadece çöpe giden gıdanın parasal değeri 18 milyar dolar. 


Türkiye bu yıl  20:22 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek” 

Böylece ihracat ve gıda israf rakamlarını göz önüne sergiledi. Gıda israfının tüm detaylarını sıraladı.


“İsrafını engellemek proje yarışmalarından sonuç almak adına dereceye giren proje sahiplerine ödüllerini takdim ediyoruz” şeklinde ödül amacını açıkladı.  



Ödül almaya hak kazanan projeler;


1.lik Ödülü 60 bin lira

Proje Adı:  Anaokulu Menülerinin İyileştirilmesi ve Gıda İsrafının Azaltılması

Katılımcılar: Hürmet Küçükkatırcı, Büşra Bozkurt, Belgin Avcu, Prof. Dr. Vesile Şenol (Proje Danışmanı)

Üniversite: Erciyes Üniversitesi, Kapadokya Üniversitesi


2.lik Ödülü 30 bin lira

Proje Adı: FooDefender

Katılımcılar: Sultan Kahveci, Mustafa Kemal Yıldırım, Doç. Dr. Hür Bersam Bolat  (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi


3.lük Ödülü 20 bin lira

Proje Adı: Gıda İsrafı Konusunda İlkokul Öğrencilerini Bilinçlendirmek Üzere Eğitim Kiti Tasarımı

Katılımcılar: Mehmet Korcan Bacaksız, Emine Özkan, Zehra Altun, Sinem Nazlı Kadıoğlu, Zeynep Özel, Dr. Yasemin Soylu (Proje Danışmanı)

Üniversite: İstanbul Medipol Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı:  Smart-List

Katılımcılar: Ecem Şen Çiğdem, Çağan Bıçakçı, Dr. Öğr. Üyesi Burcu Yılmazel  (Proje Danışmanı)

Üniversite: Eskişehir Teknik Üniversitesi


Mansiyon 10 bin lira

Proje Adı: Etiketi Oku, Gıdayı Koru

Katılımcı: Gizem Müberra Usta

Üniversite: Balıkesir Üniversitesi


yilmazparlar@yahoo.com